Ülkemizde ve dünyada kadınlarda en sık
görülen ve aynı zamanda en sık ölüme neden olan meme kanseri, meme dokusunda
yer alan hücrelerin kontrolsüz çoğalması ile ortaya çıkmaktadır. Erkeklerde meme kanseri kadınlara oranla çok daha az
sıklıkla (tüm meme kanserlerinin %1’inden azı) izlenmektedir. Gerek dünyada
gerekse ülkemizde en sık izlenen ilk on kanser arasında ilk sırada yer
almaktadır. Ülkemizde meme kanseri her 4 kadın kanserinden birisi olmayı
sürdürmektedir. Meme kanseri insidansı dünya geneli için yüz binde 47,8 iken,
Kuzey Avrupa ülkeleri için 86,4, Doğu Asya için 43,0, Amerika Birleşik
Devletleri için 90,3 ve ülkemiz için 47,7’dir [1, 2].
Bir yıl içinde ülkemizde yaklaşık 19.000 kadına meme
kanseri teşhisi konulmaktadır [2]. Geçmişte ileri
evrede teşhis edilen meme kanseri, günümüzde Bakanlığımızca yürütülen tarama
programlarının etkisi ile erken teşhis edilebilmekte ve erken tanı
oranlarımızda artış sağlanabilmektedir.
Erken evrelerde tespit edilen meme kanserlerinin hem
tedavileri daha başarılı olmakta hem de yaşam kalitesi önemli ölçüde
artmaktadır. Bu sebeple, yürütülen toplum tabanlı taramalar yolu ile
kadınlarımızın olası bir kanser gelişimi durumunda kanser gelişim sürecini
erken evrede, henüz klinik bulgular ortaya çıkmadan tespit etmek ve kadınlarda
meme kanserine bağlı ölüm hızını
düşürmek mümkün olabilmektedir.
Ülkemizde toplum tabanlı kanser taramalarına tüm
illerimizde Kanser Erken Teşhis, Tarama ve Eğitim Merkezleri (KETEM) kurularak
başlanmış, akabinde bu tarama programlarına Aile Sağlığı Merkezleri (ASM) ve
Sağlıklı Hayat Merkezleri (SHM) dahil edilmiştir. Sözü edilen merkezlerimizde
Avrupa Birliği Kalite Standartlarına uygun tarama programları ile son teknoloji
dijital mamografi cihazlarımız yoluyla halkımıza ücretsiz olarak hizmet
verilmektedir. Yine bu merkezlerimizde halk eğitimleri, KKMM (Kendi Kendine
Meme Muayenesi ) eğitimi verilmekte ve broşür dağıtımı da yapılmaktadır.
Ulusal Kanser Kontrol Programımızda;
tarama stratejilerinin yanı sıra korunma ve önleme programları ve halkın konuya
ilişkin bilinçlendirilmesi çalışmaları da etkili olarak yürütülmektedir.
Kadınlarımız meme kanserinin risk
faktörleri, belirtileri, tanı ve tedavi yöntemleri konularında
bilgilendirilmeli, kanserden korunacak sağlıklı yaşam koşullarına
yönlendirilmelidir.
Korunma
Tüm kanserlerde olduğu gibi;
sebze ve meyveden zengin, uygun koşullarda hazırlanmış gıdaların tüketimi ile
sağlıklı beslenme alışkanlıklarının yerleştirilmesi, fiziksel aktivitenin
artırılması, sağlıklı kiloda olma, sigara ve alkol kullanımından uzak durma ile
meme kanseri riski azaltılabilmektedir. Aile hekimine danışılarak sağlıklı
kiloda olunup olunmadığı öğrenilebilir. Emzirmenin meme kanserinden koruduğuna dair
çok sayıda çalışma bulunduğu için tüm annelerin bebeklerini en az 2 yıl süreyle
emzirmeleri önerilmektedir.
Meme kanserinde yaşam şekliyle ilişkili, değiştirilebilir risk faktörleri
aşağıdaki gibidir:
·
Fazla kilolu
ya da şişman (obez) olmak
·
Yeterli fiziksel
aktivite yapmamak (hareketsiz bir yaşam sürmek)
·
Hiç doğum
yapmamış ya da ilk doğumunu 30 yaşından sonra yapmış olmak
·
Doğum kontrol
hapı ve iğnesi kullanmak
·
Menopoz
sonrası hormon tedavisi almak
·
Alkol
kullanmak: Özellikle günde 1 bardaktan (1 bira, 1 bardak
şarap, 1 duble sert alkollü içecek) daha fazla alkol tüketimi
riski daha çok
arttırmaktadır.
Meme kanserinde değiştirilemeyecek risk faktörleri ise
şunlardır:
·
Kadın olmak:
Kadınlarda erkeklerden 100 kat daha fazla meme kanseri görülmektedir.
·
Yaş almak: Yaş
arttıkça meme kanseri riski artmaktadır.
·
Belirli
kalıtsal genlere sahip olmak (özellikle BRCA1, BRCA2 gibi)
· Ailede meme
kanseri öyküsünün olması: Birinci derece akrabalarda (anne, kız kardeş, kız
çocuk) meme kanseri görülmesi riski iki kat arttırmaktadır. Meme kanseri olan
kadınların çoğunluğunda (yaklaşık 10 kişiden 8'inde) ailede meme kanseri öyküsü
olmadığını belirtmek önemlidir.
· Kişinin bir
memesinde kanser olması: Bu durum diğer memede ve aynı memenin diğer
bölgelerinde kanser görülme riskini arttırmaktadır.
·
Yoğun meme
dokusuna sahip olmak
·
Memede iyi
huylu oluşumların (fibroadenom gibi) olması
·
Erken adet
(mens) görmeye başlamak (özellikle 12 yaşından önce)
·
Menapoza 55
yaşından sonra girmek
·
Göğüse
radyoterapi almış olmak
Meme Kanserinin Belirtileri
Memelerinizin normalde nasıl göründüğünü
ve nasıl hissettiğinizi bilmek, meme sağlığının önemli bir parçasıdır. Meme
kanserini olabildiğince erken yakalamak, başarılı bir tedavi şansı sunar. Ancak
neyin aranacağını bilmek, düzenli mamografilerin ve diğer tarama testlerinin
yapılmasının yerini tutamaz. Tarama testleri, herhangi bir belirti ortaya
çıkmadan önce meme kanserinin erken aşamalarında bulunmasına yardımcı olur.
Meme kanserinin en sık rastlanan belirtisi; memede
ağrısız, zamanla büyüyen bir yumrunun (kitlenin) ele gelmesi,
hissedilmesidir. Ayrıca ele gelen yumru
(kitle) olsa da olmasa da aşağıdaki belirtiler de meme kanserinde
görülebilmektedir:
·
Bir memenin tamamının veya bir kısmının
şişmesi (belirgin bir yumru hissedilmese bile)
·
Memede ya da meme ucunda ağrı
·
Meme derisinde kaşıntı ve yanmayla
belirgin yangısal durum (ekzema, mayasıl)
·
Meme ucunda çekilmeler
·
Memede portakal kabuğu görünümü
·
Meme derisinde tahriş
·
Tek taraflı meme ucunda akıntı
(özellikle kanlı akıntı)
·
Memenin bir kısmında veya tümünde
şişlik, memede şekil değişikliği
·
Meme ya da meme ucu derisinde
kızarıklık, kabuklaşma, kalınlaşma
·
Koltuk altında yumru (kitle), bazen
memede yumru hissedilmeden önce, kanser koltuk altında veya köprücük kemiğinin
etrafında şişme veya yumruya neden olabilir.
Bu belirtilerden herhangi biri meme kanseri dışındaki
durumlardan da kaynaklanabilmekle birlikte sayılan belirtiler görüldüğünde,
nedeninin bulunabilmesi için bir genel cerrahi uzmanına muayene olunmalıdır.
Tanı:
Meme kanseri ileri dönemlere gelene
kadar belirti vermeyebilir. Bu nedenle yukarıdaki belirtiler tanı koymak için
yeterli olmadığından en yakın sağlık merkezlerine başvurulması gerekmektedir. Meme kanserine erken dönemde tanı konması,
tedavide başarıya ulaşma ve hayatta kalma şansını artırmaktadır.Bu nedenle 40-69 yaş aralığında tüm kadınlara 2 yılda
bir mamografi çektirmesi önerilmektedir. Erken teşhiste en önemli faktör,
kişinin bu konuda bilinçlenmesi,uygulanan yöntemin kadınlar tarafından kolay kabullenilmesi,
yan etkilerinin az, kolay uygulanır, ücretsiz ve ekonomik olması ile tarama
yöntemlerinin başarıya ulaşmasıdır.
Kadınlara tarama merkezlerimizde özellikle erken tanı için aşağıdaki
yöntemler öğretilmekte ve uygulanmaktadır.
Kendi Kendine Meme Muayenesi (KKMM):
KKMM
kadının evinde tek başına rahatlıkla her an uygulayabileceği bir muayene
yöntemidir. KKMM’ni etkili bir şekilde kullanabilmek için bu konuda yeterli
eğitim almak ve öğrenilenleri sürekli, düzenli ve periyodik aralıklarla
uygulamak gerekmektedir. Eğitim almak için merkezlerimize başvurulması
yeterlidir.
(Kendi kendine meme muayenesi broşürüne https://hsgm.saglik.gov.tr/depo/birimler/kanser-db/yayinlar/sunular/Ca_Farkindalik_Egitimi_31.10.2019/Kendi_Kendine_Meme_Muayenesi_Dr.Fahriye_Unlu_2019.pdf web adresinden
ulaşılabilir.)
Kadınlar 20
yaşından sonra her ay kendi kendine meme muayenesi yapmalıdır. Bu muayene
sırasında ayna karşısına geçilerek her iki memenin görüntüsünün simetrik olup olmadığına
bakılır. Meme başı ve derisinde çökme veya çekilme, deride kızarıklık ve ödem
varlığı incelenir. Bu muayene ile özellikle deriye ve meme başına yakın
tümörler kadının kendisi tarafından erken evrede fark edilebilir. Kendini
düzenli olarak muayene eden bir kadın, yeni gelişen bir kitleyi, meme derisi
veya meme başındaki çekintiyi veya renk değişikliğini, asimetrik görünümü ayırt
edebilir. Kanser şüphesi uyandıran kitleler diğer meme dokusundan daha sert
yapıda (ceviz sertliğinde), sınırları net ayırt edilemeyen, hareketi kısıtlı ve
genellikle ağrısızdırlar. Memesinde bir kitle fark eden kadının hemen doktoruna
başvurması gereklidir. Ayrıca iki yılda
bir doktora meme muayenesi için gidilmelidir.
Klinik Meme Muayenesi:
40-69 yaş arası kadınlar
ayda bir kendi kendine meme muayenesi yapmalı, yılda bir kez de doktora meme
muayenesi için gitmelidir.
Mamografi çekilmesi:
40-69 yaş
aralığında; yakınması olmayan kadınlarda meme kanserinin erken tanısı için
yapılır. 2 yılda bir çekilir. Tarama sırasında her iki meme için standart
olarak birisi medyolateral oblik (MLO), diğeri kraniyokaudal (CC) olacak şekilde iki pozisyonda film çekilmesidir.
Günümüzde
kullanılan dijital mamografi cihazları ile kadınlarımıza daha konforlu hizmet
sunulmaktadır.
Tedavi
Her hastanın tedavisi farklılık göstermekte olup;
tedavi kararında hastalığın yeri, evresi, hastanın yaşı ve diğer sağlık
sorunlarının var olup olmaması gibi birden fazla faktör etkilidir. Meme
kanserinde cerrahi, ışın tedavisi (radyoterapi) ve ilaç tedavisi (kemoterapi)
gibi farklı tedavi seçenekleri uygulanmaktadır.
Kanser Dairesi
Başkanlığı WEB sitesinden meme kanseri ve diğer kanserler için dökümanlara
ulaşabilir ve ‘’Hangi Tarama Bana Uygun’’ linkini kullanarak size en yakın
tarama merkezine yönlendirilebilirsiniz.