Viral hepatitler tüm
dünyada yaygın olarak görülen, ülke ekonomilerini çok yakından ilgilendiren
ciddi bir halk sağlığı sorunudur. Dünya genelinde hastalığın büyük oranda geç
dönemde belirti vermesi ve hastaların büyük çoğunluğunun hastalıklarının
farkında olmamaları nedeniyle hepatite dikkat çekmek amacıyla 28 Temmuz Dünya
Hepatit Günü olarak belirlenmiştir. Dünya Sağlık Örgütü’nün 2018 yılı Hepatit
Günü için belirlediği tema, “Hepatiti Test Et ve Tedavi Et” tir. Böylece risk
altında olan veya hastalığının farkında olmayan kişilerin bu konuya dikkati
çekilerek teste yönlendirilmesi ve hastaların tedavi olma oranlarının
artırılması hedeflenmektedir.
Hepatit, en basit
anlamıyla karaciğerin iltihabıdır ve pek çok nedene bağlı olarak oluşabilir. Bu
nedenlerin başında viral enfeksiyonlar gelmektedir. Viral hepatitlere sebep
olan farklı hepatit virüs tipleri (hepatit A, B, C, D ve E) bulunmaktadır.
Bunlardan hepatit B, C ve D kronik karaciğer hastalıklarına yol açmaktadır.
Dünya Sağlık Örgütü
2017 Küresel Hepatit Raporu’nda dünyada 2015 yılında 257 milyon kişinin
hepatit B ve 71 milyon kişinin hepatit C enfeksiyonu ile enfekte olduğu
belirtilmiştir. Yine aynı rapora göre 2015 yılında 1.34 milyon kişinin viral
hepatitlere bağlı gelişen siroz ve karaciğer kanseri gibi nedenlerden dolayı
yaşamını yitirdiği tahmin edilmektedir.
Hepatit A
enfeksiyonuna neden olan hepatit A virüsü bulaşı esas olarak fekal-oral yolla
(hasta kişilerin dışkısından atılan virüsle kontamine su ve gıdaların
tüketilmesiyle) gerçekleşmektedir. Çocukluk çağlarında hafif belirtilerle
geçirilen Hepatit A enfeksiyonu, ileri yaşlarda daha ağır seyretmekte ve
şiddetli karaciğer hastalığı ile ölümlere yol açabilmektedir. Ülkemizde hijyen
kurallarına ve temizlik koşullarına uyum, temiz su kaynaklarına ulaşımın
artışı, sosyoekonomik koşullarla ilgili diğer göstergelerin iyileşmesi ve 2012
yılı sonu itibariyle başlayan hepatit A aşı uygulamaları sonucunda 2012 yılında
3.624 olan vaka sayısı 2017 yılında 471’e ve 2012 yılında yüz binde 4,8 olan
hastalık görülme sıklığı da 2017 yılında yüz binde 0,6’ya düşmüştür. 2018 ilk
altı ayında bildirimi yapılan vaka sayısı ise 185’dir. Halen ülkemizde
çocuklara 18. ve 24. aylarda, risk grubundaki kişilere de en az 6 ay ara ile 2 doz
halinde sağlık kuruluşlarımızda ücretsiz hepatit A aşısı uygulanmaktadır.
Aşılama hızı ise 2013 yılında %93 olurken 2017 yılında %97 olarak
gerçekleşmiştir.
Hepatit B ve Hepatit C
virüsleri uzun dönemde kronik karaciğer hastalığı, siroz veya karaciğer kanserine
yol açabildiği için ayrı bir öneme sahiptir.
Hepatit B ve Hepatit
C;
- Kontrol edilmemiş kan ve kan
ürünlerinin transfüzyonuyla
- Uygun şekilde steril edilmemiş
cerrahi malzemelerin kullanıldığı tıbbi girişimler ya da diş hekimliği
müdahaleleriyle
- Kullanılmış enjektör
paylaşımıyla
- Tıraş bıçağı, diş fırçası gibi
eşyaların paylaşımıyla
- Uygun şekilde steril edilmemiş
araçlarla yapılan dövme, akupunktur ya da vücut takılarının
uygulanmasıyla
- Hepatit B ve C taşıyıcılarının
aile içi temasıyla
- Anneden bebeğe doğumda ve
sonrasında
- Korunmasız cinsel ilişkiyle
bulaşabilir.
Hepatit C virüsünün
sık tanımlanan bulaşma yolları, kontamine kan ve kan ürünlerinin transfüzyonu,
damar içi ilaç kullanımı, cerrahi ve diğer girişimsel işlemlerdir. Ayrıca
cinsel yolla ve anneden bebeğe geçiş de diğer bulaşma yolları arasında yer
almaktadır. Bakanlığımız TSİM (Temel Sağlık İstatistikleri Modülü) verilerine
göre ülkemizde bildirilen akut hepatit C vaka sayısı 2005 yılında 1.145’den
2017 yılında 256’ya düşmüştür.
Hepatit B hastalığından
korunmanın en etkili yolu aşılanmadır. Hepatit B aşısı güvenli ve etkili bir
aşı olup ülkemizde 1998 yılında rutin çocukluk çağı aşı takvimine eklenmiştir.
Rutin çocukluk çağı hepatit B aşılamalarını, 2005-2009 yılları arasında
okullarda yapılan destek aşılamaları ve risk grubu aşılamaları izlemiştir.
Ülkemizde
Genişletilmiş Bağışıklama Programı içinde yer alan Hepatit B Kontrol Programı
kapsamında devam eden aşı uygulamaları sonucu 1999 yılında %64 olan aşılama
hızı, 2009 yılında %97 ve 2018 yılında da %96 olarak saptanmıştır. Yürütülmekte
olan başarılı hepatit B aşılamaları ile 1998 yılında yüz binde 7,4 olan akut
hepatit B insidansı, 2017 yılı itibariyle yüz binde 1,9’a gerilemiş aynı
dönemde bildirilen akut hepatit B vaka sayısı ise 5003’den 1561’e düşmüştür.
2018 yılı ilk altı ayında ise toplam 658 akut hepatit B vakası bildirimi
yapılmıştır. Hepatit B Kontrol Programının 5 yaş altı çocuklarda akut hepatit B
hastalığı görülme sıklığının yüz binde 1’in altına indirilmesi hedefine 2009
yılı itibariyle ulaşılmıştır. 1990 yılında 5 yaş altı 370 olan akut hepatit B
vaka sayısı, 2017 yılı itibariyle 9’a düşmüştür. 5 yaş altı çocuklardaki akut
hepatit B hastalığı görülme sıklığı da 1990 yılında yüz binde 6,2 iken, 2017
yılında yüz binde 0,1 olarak gerçekleşmiştir.
Hepatit B aşısı
ülkemizde bebeklere, ilk dozu doğumda, 2. ve 3. dozları ise 1 ve 6
aylıkken, risk grubundaki kişilere ise 0, 1 ve 6 ay takvimi ile 3
doz olarak ve ücretsiz uygulanmaktadır. Hepatit C virüsüne karşı aşı
henüz bulunmamaktadır ancak kullanılmaya başlayan yeni ilaçlarla tedavide %95
üzerinde iyileşme sağlanmaktadır. Aşı dışında hastalıktan korunmanın en etkili
yolu bulaş yoluna ilişkin korunma önlemlerinin alınmasıdır.
Hepatit D virüsü,
sadece hepatit B virüs (HBV) ile enfekte olan kişilerde hastalığa yol
açabilmektedir. HBV’nin yokluğunda enfeksiyon yapamaz. Hafif seyreden HBV
enfeksiyonunu daha ağır ve hızlı seyreden bir hastalığa dönüştürebilir. Bulaşma
esas olarak perkütan yolla (damar içi madde bağımlılarında), kan ve kan ürünleri
transfüzyonuyla olur, cinsel yolla bulaş ve anneden bebeğe bulaş riski
düşüktür.
Hepatit E virüsü (HEV)
bulaşı fekal-oral yolla (hasta kişilerin dışkısından atılan virüsle kontamine
su ve gıdaların tüketilmesiyle) gerçekleşmektedir. Erişkinlerde çocuklardan
daha sık görülür, özellikle gebelikte geçirildiğinde hepatit E hastalığı daha
ağır seyreder. Gebelerde son 3 aylık dönemde HEV enfeksiyonu geçirildiğinde
düşük, erken doğum, ciddi karaciğer yetmezliği ile ölüm riskinin artmasına
sebep olabilir. Hepatit E virüsünün spesifik bir tedavisi ve aşısı yoktur.
Bilgilenin ve Korunun!